Genel olarak gözlemlenen ve hatta bilimsel araştırmalara da konu olmuş bir mesele bu. Kadınlar, gerçekten de kendilerini üzme potansiyeli çok yüksek erkeklere âşık olmaya daha meyilli. Bunun sebebini kadınlar bile anlayamazken uzmanlar oturup araştırmış!
Saygı dolu ve kaossuz bir ilişki yürütmenin ‘sıkıcı’ gelmesinden dolayı iniş çıkışlı bir ilişki insanlara daha cazip geliyor. Son zamanlarda gündem olan ‘toksik ilişki’ yaşıyorsanız size bir kötü haberimiz var: Midenizde uçuşan kelebek değil; bilinçaltınızın size “kaç, kurtar kendini!” sinyali.
Hep duyduğumuz klasik laf: “Midemde kelebekler uçuşuyor!”
Bu klişeye hayatında bir kez olsun düşmemiş insan yoktur. Heyecandan kaynaklanıyor gibi görünse de aslında bu olay öyle değil. Heyecan olarak hissettiğimiz şey tamamen bir kaygıdan ibaret.
Beynimiz, aniden salgılanan adrenalin hormonunu bir tehlike olarak algılıyor ve kişiyi her türlü oluşabilecek tehlikelere hazırlıyor. Böylelikle organlara doğru hızlanan kan akışı, kaslara aktarılıyor ve bunun sonucunda o meşhur kelebekler midede uçuşuyor.
Sağlıklı hisler, başlangıçta heyecan yaratmaz.
Bunu çok sıkıştığınız bir anda tuvalete giderken gelen hise benzetebiliriz. Tuvaletin tam kapısına geldiğinizde ihtiyacınız daha da çoğalır. Bu durumda adrenalin artar, organlara giden kan azalır ve bağırsaklar küçülür. Heyecanlandığımız için de daha fazla sıkışmış hissederiz.
“Aşk ve tuvalet ihtiyacı aynı şey mi?” diye düşünebilirsiniz. Haklısınız, ancak bilimsel araştırmalar da gösteriyor ki kadınlar, kendilerine bu ‘kelebek etkisini’ hissettiren erkekleri tercih ediyor.
Günümüzde kötü özelliklere sahip erkeklerin çekiciliği ve bu tür erkeklere yönelik ilgi giderek yaygınlaşıyor.
Huelva Üniversitesinde yapılan bir araştırma, bu eğilimin arkasındaki dinamikleri incelemiş ve ilginç sonuçlara ulaşmış. Kadınların, çoğunlukla fiziksel ve sözlü şiddetin; erkeklerin ise cinsel ve ilişkisel şiddetin başlıca failleri olduğu belirlenmiş.
“Kötü erkek” modeli, cesur, korkusuzluk ve güçlü gibi maskülen özellikleri somut bir şekilde temsil ediyor. Bu model, edebiyatın destansı kahramanı gibi yenilmez görünerek duygusuzluğu da simgeliyor.
Toksik davranış sergileyen erkekleri kadınlar daha “sahiplenici” buldukları için, bunun bir kompleksten çok sevgi göstergesi olduğunu düşünürler.
Bu tür ilişkilere eğilimli kadınlar genellikle erkek arkadaşlarına karşı güçlü bir bağ kurma eğilimindedirler. İlişkide, psikolojik, bazen de fiziksel şiddet olmasına rağmen bu kadınlar, bahsedilen erkeklere bağlanmaya devam ederler. Özellikle de karşıdaki insanı düzeltme arzusu, bu isteği tetikliyor olabilir.
Burada bağlanma stiline değinmemiz gerekecek. Çünkü ıssız adam sendromu yaşayan erkekler genelde kaçıngan bağlanan tiplerdir. Psikolojide bu tür erkeklere çekilen kadınlar da kaygılı bağlanma stiline sahip oluyorlar.
Yani, kaygılı bağlanan bir kişi, kendinde kaygı güdüsünü tetikletecek insanı eliyle koymuş gibi bulur. Bu işi ise tamamen içgüdüleriyle halleder.
Sağlıklı bir kişi, genelde kaygılı insan için sıkıcı gelecektir. Çünkü alışık olduğu ilişki, o ilişki değil. Bu durumun altında da yatan sebep ne yazık ki çocukluk travmalarıdır. Çünkü çocuklukta yaşadığı hislere alışık olan insan, büyüyünce de aynı hisleri güvenli ve konforlu alanı olarak addeder.
Bundan ötürü kendisinde o kaygıyı, her an tetikte olmayı ‘güvende olmak’ zannederken sağlıksız bir ilişkiye de yelkenleri açmış demektir.
Psikoloji ile ilgili diğer içeriklerimiz: