İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu; CHP milletvekili Ali Gökçek, CHP PM üyesi Baki Aydöner, Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel, Kadıköy Belediye Başkan adayı Mesut Kösedağ ve Fatih Belediye Başkan adayı Mahir Polat ile birlikte, Alevi yurttaşların Hızır lokmasına ortak oldu.
Kadıköy Merdivenköy Mahallesi’ndeki Şahkulu Sultan Dergahı Cemevi’nde verilen Hızır lokması öncesinde türbede dua eden İmamoğlu, yurttaşların yoğun ilgisiyle karşılaştı.
Şahkulu Sultan Dergâhı Vakfı Başkanı Hasan Şahin’in davetiyle konuşan İmamoğlu, dergahı 90’lı yılların başından itibaren ziyaret etmeye başladığını aktardı.
“BELEDİYE BAŞKANI OLMAK KUTSAL BİR DURUM”
Dergahın ‘Hızır’ın evi’ nitelemesine katıldığını belirten İmamoğlu şunları söyledi:
“Burası benim manevi olarak çok etkileyen bir nokta çok değerli bir dergahımız, çok değerli bir ibadethanemiz, cemevimiz… Bu dergaha ziyarete gelmişliğimiz 90’lı yılların başına varır. Hızır’ın evi doğru. Cemevi dergahını ziyaret etmem ve burayı tanımam, görmem belki de kendi adıma ifade edeyim Cemevinin tanımam anlamına gelir yaklaşık 34 yıl öncesinden bahsediyorum. Ve o tarihten bugüne de gelişen süreç içerisinde Allah nasip etti ve ben belediye başkanı oldum. Belediye başkanı olmak kutsal bir konu kutsal bir durum. Çünkü insana hizmet. Önce Beylikdüzü ilçesinde daha sonra bu kadim şehir, dünyanın en güzel şehri İstanbul’un belediye başkanı olmak, bu şehirde yaşayan herkesin belediye başkanı olmak. İstanbul’un Belediye başkanı olmak, bütün inançların belediye başkanı olmak, İstanbul belediye başkanı olmak, bütün duyguların belediye başkanı olmak. İstanbul belediye başkanı olmak aslında sadece bu şehirde yaşayan yurttaşlarımızın ya da bu şehirde hayatını devam ettiren insanların değil insanlık adına da hizmet veren bir belediye başkanı olmak demektir.
“HEM MANEVİ HUZURU HEM SORUMLULUĞU VAR”
Burası çok özel bir şehir ve isteğim, arzusu o kadar derindir ki, her zaman söylerim. Ya Rabbi beni bu şehrin insanlarına ve hatta insanlığa mahcup etme. Ben görevimi bu şiarla yapıyorum ve bu duayla yapıyorum. Tabi burada siz kıymetli dostlarımla, hemşehrilerimle, sevgili canlarla bir arada olmak, buranın Şah Kulu’nun maneviyatını sizlerle beraber hissetmek her zaman beni heyecanlandırmıştır, duygulandırmıştır, sorumluluğumu bir kez daha hissettirmiştir. Çünkü bu toprakların bize emaneti inanılmaz erenler var çok kıymetli. Geçmişte bu toplumun maneviyatına, yaşamına hizmet etmiş insanlar var. Ve bu alanı gelip gezmişseniz, görmüşseniz, gezdiğinizde şunu hissetmelisiniz 600 yılı aşkın zaman içerisinde buraya gözcülük yapan, burayı kollayan koruyan insanların huzuruna gelmişsiniz demektir. Onun için bunun hem bir manevi huzuru var, hem de büyük bir manevi sorumluluğu var. Burada bu sözlerime böyle başlarken burada bulunan bütün belediye başkanı adayı arkadaşlarımın biliyorum ki bu hassasiyetle bu manevi sorumlulukla ve bu manevi görevle yola çıkıyorlar. Hiç biri asla ve asla sizlere mahçup olmayacaklardır. Duam odur ki her birisi çok başarılı olsunlar. Çok başarılı olsunlar ve her birimiz onlarla gurur duyalım.
“İSTANBUL’DA DARDA KALANA KOŞARKEN HIZIR AŞKI İLE KOŞUYORUZ”
Bugün darda kalan herkesin yoldaşı olan Hızır aşkıyla bir aradayız. Ve Hızır Aleyhisselam hepimiz için bir dua, bir yardım isteyen darda kalanın elini açıp dua ettiği hatta öyle bir hayatımıza yerleşmiştir ki ve biz öyle bir çare bekleriz ki aslında Hızır Aşkına dua ederken biliriz ki onun ruhu bugün toplumda var. Yani nasıl var? Darda kalana yardım için koşan her insanın ruhunda Hızır’ın ruhu var ve bize ilham olur. O kültür oradan gelir ve biliriz ki dualarımız kabul olmuştur. Darda kalanın kapısı çalınmıştır bir eksiği giderilmiştir. Ben kendi adıma bir de şöyle bakıyorum. Biz İstanbul’da darda kalana hizmet için koşarken Hızır Aşkıyla koşuyoruz ve o şekilde yoksulların sıkıntılı insanların toplumda kendisini yalnız gören, çaresiz gören, her kulun yardımına koşan bir kurum olarak Hızır Aşkıyla koşarız. Kendimizi onlara borçlu görerek koşarız. Onları kendimize borçlu kılmayız. Devletin, milletin imkanları insanlarını mutlu etmek için vardır. Sıkıntılarını gidermek için vardır. Onun için biz bugün bu tutulan oruçların kabul olması için dua edeceğiz. İnsanlığın darda olan kim varsa Yaradan’ın onların yanında olması için dua edeceğiz.
Memleketimizin, milletimizin, çocuklarımızın, gençlerimizin iyiliği için, sağlığı için, geleceği için, adaletli bir dünyada yaşamaları için dua edeceğiz. Dolayısıyla ve eminim ki siz güzel insanlar, değerli canlar, birlikte dua edersek biz bir olursak birlikte olursak dualarımız kabul olur. Bütün sıkıntıları bertaraf ederiz.
“HER İNANCIN BELEDİYE BAŞKANIYIZ”
Bu anlamda bu bu manevi buluşmada, bu duygularımı sizlerle içtenlikle kalbinden geçtiği sıcaklıkla paylaşmak istedim. Sevgili canlar, bu güzel şehirde elbette ben İstanbul’un Belediye Başkanı olarak bu şehirde yaşayan herkese eşit hizmet duygusuyla yola çıkmış bir kardeşiniz olarak her inanca saygın, saygılı ve her inancın ihtiyaçlarına koşmayı kendisine görev bilen bir belediye başkanınız olarak elbette ki İstanbul’da bütün cemevleriyle ilgili çok hassas bir süreci yönetme gayreti içerisinde olduk. Bu konuda ibadethanelerimiz, cemevlerimizin her hususta yanında olduk olmaya devam edeceğiz. İhtiyaç duyulan noktalarda Alevi yurttaşlarımızın ihtiyacı olan ibadethaneleri tamamlamaya, eksikliklerini gidermeye, gerekirse yeniden yapmaya elbette ki kararlı bir yönetimiz. Biz bu şehirde her inancın belediye başkanıyız. Sünnilerin de belediye başkanıyız, Alevilerin de belediye başkanıyız, Şafilerin de belediye başkanıyız. Caferilerin de belediye başkanıyız. Her mezhebin belediye başkanıyız. Aynı zamanda her inancın da belediye başkanıyız. Müslümanların da, Hristiyanların da, Yahudilerin de, Süryanilerin de her inancın belediye başkanıyız.
“DEVLETİN DİNİ ADALETTİR”
Devletin dini adalettir. Konunun ne tarifi budur. Bizi layık Türkiye Cumhuriyeti’nin güzel memleketimizin ve Cumhuriyetin değerlerinin korunmasında adaletli bir şehrin var olması yolculuğunda yaradan bizi bu şehrin insanlarına ve bütün ülkemizin insanlarına mahcup etmesin. Tabi hizmetlerimiz sadece İstanbul’da değil ülkemizin her noktasında da özellikle Alevi inancına hizmet verdiğimiz yardımlarımız, desteklerimiz var oluyor olmaya devam edecek. İfade etmeliyim ki biz çok güzel bir ülkede yaşıyoruz cennet vatanımız var. Güzel Anadolu’nun güzel insanları en zor koşullarda bir araya gelmiş, bir arada olmuş, kimi zaman bir bağımsızlık mücadelesi vermiş, kimi zaman hem kötü afetlerden kurtuluş mücadelesi vermiş. Onun için birliğimizi ve beraberliğimizi bozan her unsurdan uzak olmayı iyi bir gelecek için mücadele etmeyi, çocuklarımıza çok güzel bir ülke ve şehirler bırakmayı şiar edinmeliyiz. Bu duygularla aranızdayım. Tuttuğunuz oruçlar kabul olsun. Dualarımız kabul olsun. Hepinizi çok çok candan seviyorum. Güzel canlar hepinize sevgi ve saygılarımı iletiyorum”
İmamoğlu’nun konuşmasının ardından Dede Ali Doğan’ın okuduğu duanın ardından Hızır lokması paylaşıldı. Lokma paylaşımının ardından dergahtan ayrılmayan İmamoğlu ve beraberindeki heyet, yurttaşlarla sohbet etti.